Sulama kanallarımızın ovamız için hayati önemi vardır. Bölgemizde Mayıs ayında dikimine başlanan sebzelerimizin Temmuz ayından itibaren bütün meyve ve sebzelerimizin özellikle de zeytinliklerimizin suya ihtiyacının doruk noktasıdır.
Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında Zeytinlik sulamalarımız devam etmektedir.1970’li yıllardan beridir tarımın içindeyim. Bir tarım üreticisi olarak su hayat kaynağımızdır. SULAMA KANALLARINDAN su pahalı olmasına rağmen bu yaz ovamız susuzluk çekmektedir. Bahçemde çalışırken yoldan gelen geçenlerle sohbet ettiğimizde ”Kanaldan su akıyor mu?”ona bakmaya gidiyorum diyen zeytin üreticilerimizle bu yıl çok sık karşılaşmaya başladım. Hemen, hemen haftanın altı günü su akan kanallarda bu yıl problemler yaşanıyor. Keramet, Çakırlı, Üreğil’den Yeniköy ovasına su pek düşmüyor. Yeniköy’deki zeytin üreticileri veya kendine yetecek kadar sebze eken vatandaşların şikâyetleri her geçen gün artmaktadır. Bu akaryakıt pahalılığında kanalda su var mı diye vatandaşın günde iki üç kez traktörü veya özel aracı ile köy ile kanal arasında mekik dokuyor.
İznik Gölü’nün güney kesiminden ise gelen şikâyetler döşenen boruların sık, sık patlamasıdır. Demek ki şehir içinde içme suyunda kullanılanda da, tarım amaçlı olarak kullanılan suyunda BORULARINI iyi DÖŞEYEMEMİŞLER. Suyun başını tutması için getirdiğimiz BEŞİK ULEMALARI yalnızca suyun başını tutup, su kanallarımızda su akıtmayı becerememiştir. Zamanında söyledik SUYUN BAŞINI TUTMAK, MORGUN kapısını tutmaya benzemez. Güneşin tam tepende olduğunda çamur yapışmış çapayı tutmadan SUYUN BAŞINA oturulmaz. Ovamızda kaç bin tane zeytin ağacı, kaç bin tane meyve ağacı, kaç dönüm sebze ekilir, bunların sulanması için kanallarda ne kadar suya ihtiyaç var hepsini bilmek gerek. Mayıs ayında ayağa geçirilen çizmeler yağmurlar yağana kadar çıkmayacak. SUYUN BAŞINDA sarı çizmelerinle oturmak gerekir.
Ekim ve dikme işini teşvik etmemiz lazım. Üretmek için ne kolaylıklar gerekirse sağlanması gerekir. Suyu tarlanın başına getirip akmasını sağlamalıyız. Üretimi daha çok artırmamız için suyu tarlanın başına getirmemiz ve getirdiğimiz suyu köylüye teşvik olarak vermeliyiz. Kiloyla almaya alışık olduğumuz meyve ve sebzeleri tane ile alacağımız günlerin ayak sesleri duyulmaya başladığı gibi üç kilo soğanın 50 TL olduğu bu günleri bile çok ararız. Varsa boşa akan su kaynaklarımız tespit edilmeli, bir damla su bile heba edilmemeli. Su kullanımında çok başlılık olmaz. İçme suyu yerel belediyelerin, tarımsal amaçlı artezyen, hayrat, kuyu, dere ve sulama kanalları da başka bir tek birimin sorumluluğunda olması gerekir. Bu DSİ de olabilir yerel su birliklerinde de olabilir.
Su olmayınca hayat olmaz. Ovamız MORGA döner.
Meteoroloji raporlarında ufukta yağmurda gözükmüyor. Bu sebeple bu yıl yağmur duasına çıkanda yok.
Adam güya hayrat yaptırmış millete bir damla su vermiyor, hayrat olduğu, için su saati de yok.(İlgililer; inanmıyorsanız gelin göstereyim.)
Kanallarda su yok
Havada bulutta yok
Toprak suya hasret
Sulama birliği başkanı yoksa tatilde mi?