” Zeytin ağacı gibi ömrün” uzun olsun, zeytin ağacı gibi yaşlan derlerdi büyüklerimiz. Zeytinin anayurdu Anadolu’dur ve zeytin ağacı bütün kutsal kitaplarda kutsanmış tek ağaçtır. Anadolu coğrafyasında yaşı asla bilinmeyen, tahmin bile edilemeyen milyonlarca zeytin ağacı mevcuttur.
Dünya gözlerini savaşa çevirdiği günlerde, zeytinin karası madenin karasına tercih edildi. Zeytin dalı barışın sembolüdür. Savaşları sona erdirecek zeytin dallarımızı yok etmeyelim. ZEYTİN AĞACINA DOKUNULMASIN.
Atatürk, Yalova Millet Çiftliğini 1929 yılında ziyaret ettiğinde, zeytinciliğin geliştirilmesi için çiftlik yakınında bulunan 4.000 ağacın gençleştirilerek örnek bir zeytinlik durumuna gelmesi için talimat vermiştir. Kısa bir çalışma sonrası zeytinlikler verimli duruma getirilmiştir.1937 yılında ”Zeytincilik İstasyonu ”kurulmuş.1939 yılında ”3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin aşılattırılması Hakkında Yasa”çıkarılmıştır.1970 yılından sonra, bedelsiz yabani zeytin ağacı dağıtımına son verilmesi nedeniyle, bu gün en az 130 milyona ulaşması gereken zeytin ağacı sayımız 90 milyon civarında kalmıştır. Daha önceki bir yazımda”DELİCE”bu delice ağaçlarının hikâyesini yazmıştım. İspanya’nın bu delice ağaçlarının yok edilmesi için nasıl bir oyun oynadığını anlatmıştım. Bu yönetmeliğin yine bu ülkelerce (Zeytin ve zeytinyağı üreten ülkeler)kullanılabileceğini ihtimal dışı bırakmamalıyız. Bu nedenle Milli çıkarlara aykırı olarak hazırlanan ve zeytinliklerin mahvolmasına yol açacak nitelikteki tasarı, aynı zamanda zeytin üretiminde rakip ülkeler zeytin ve zeytin mamulleri üreten, pazarlayan uluslar arası firmaların planlı bir şekilde zeytinliklerimizi yok etmesine fırsat verecek bir düzenlemedir.
Çok daha düşük değerdeki diğer bitkisel yağlara her yıl 500.000 tonun üstünde dış alım karşılığında petrolden sonra en yüksek miktarda döviz harcanırken, zeytinlik alanlarımızın yok edilmesini sağlayıcı düzenlemeler kesinlikle kabul edilemez. Sanki zeytinlik alanlarının dışındaki, tüm sahalarda aramalar bitmiş, madenler çıkarılmış, yeni rezervler bulunmaya ihtiyaç duyulmuş gibi zeytinlik alanlarının talanına sıra gelmiştir. Madencilik ne kadar KAMU YARARI sağlayacaksa unutulmamalıdır ki ZEYTİN AĞACIDA o kadar kamu yararınadır. ”ALTIN SIVI” olarak adlandırılan zeytinyağı ve zeytin ağacı en kıymetli madendir. Yer altının bilinmeyen zenginliği için yeryüzünün hazinesini feda edemeyiz. Ülkemizin en büyük sivil toplum örgütü olmakla övünen MARMARA BİRLİKTEN ses ve seda duyamazsınız. Hatta bu konuda düşüncesini bile açıklayamaz. ZEYTİN AĞACIMA DOKUNMA diyemez.
Bütün bilimsel araştırmalar insan vücudu için en sağlıklı yağın zeytinyağı olduğunu ortaya koymaktadır. Kalp ve damar sertliği ve kanser riskini azaltması açısından tüketimi en çok önerilen yağdır. Hiç bir kalp ve damar rahatsızlığından ölümün olmadığı Girit adasında zeytinyağı tüketimi kişi başı yılda 23 kilodur. Bizde ise bu oran 2 kilonun altında kalmaktadır.
Orhangazi’mize bir Fen Lisesi veya Nitelikli Anadolu Lisesi kazandırmak için ilgilileri bilgilendirmek ve uyarmak için buradan çok yazdım. Karşılaştığımız her yerde de bunları dile getirdim. Fen lisesi ve Nitelikli Anadolu Lisesi için şartları bahane koyanlar CEZA EVİNİN Çeltikçi köyümüzde yapılması için acaba ne gibi şartları haiz buldular çok merak etmekteyim. Biz okul yapalım diyoruz, okullar yapıldıkça cezaevleri ancak azalır diyoruz, yerel ve genel idarecilerimiz ceza evi açmak için uğraşıyorlar. Halk arasında ise ikinci bir AKŞEMSEDDİN GEMİSİ olayı benzetmesi dolaşmaktadır.