Enflasyon nedir, önce onu bir tarif etmemiz lazım. Enflasyon, mal ve hizmetlere dair fiyat düzeyinin yükselmesi sebebi ile paranın satın alma gücünde meydana gelen düşüşü ifade eder. Enflasyon fiyatların bir sefer değil de süreklilik arz etmesi halidir.
Enflasyonun sürekli artmasında temel girdiler önemlidir. Enerji ve akaryakıt bütün ürünlerde fiyat artışını körükler. Akaryakıt istasyonlarının önlerine her yakıt almaya gittiğimizde farklı fiyatlar görmekteyiz. Mega kentler kurarak bu kentleri besleyecek olan tarım arazilerini beton yığınları ile doldurduk. Kenti besleyecek ürünler ne kadar uzak bölgeden geliyorsa o ürün bir o kadar pahalı fiyatla satılacaktır. Yıllardır uyguladığımız betona dayanan rant politikaları iflas ederek içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Enerjinin özelleşmesi ile kimin eli kimin cebinde olduğu ortaya çıkmıştır. İki ay önce aldığımız bir üründe bu gün ne kadar artış olmuşsa iki ay sonra aynı üründe çok daha fazla oranda artış olduğunu göreceğiz. Çünkü maliyetler her geçen gün daha da artmaktadır.
Geçen günlerde enerji ile ilgili bakanı dinlerken hayretler içinde kaldım. Sayın bakan ”Fiyat artışlarının halka yarısından azının yansıtıldığını yarıdan fazlasının devlet tarafından karşılandığını”övüne, övüne açıklarken, yok bizi bu kadar da aptal göremezler diye kendi, kendime söylendim. Sanki millet devletin kendisi değilmiş gibi açıklaması aklımızla alay etmekten başka bir şey değildir. Devletin parası, milletin parası değil mi Sayın bakan? Devletin ödediği para bu milletin parası değil mi? Demek ki faturaların yüzde yüzünü millet ödüyor muş?
Bu milletin köylüsü karasabanına bir eşek bir inek koşarak ürettiği ürünleri ihraç ederek birçok ağır sanayi fabrikası kurmuştur. Köprülerini, yollarını, limanları yap işlet devret lerle değil, ürettiği tarım ürünlerini ihraç ederek yapmıştır. Bu gün ise milyarlarca dolar vererek bu ürünleri ithal ediyorsak, yabancı milletlerin çiftçilerini zengin ediyorsak şapkamızı önümüze koymanın zamanı gelmiştir. Bu yanlış tarım politikalarının, tarımda girdilerin yüksek olmasının en büyük vebalini önümüzdeki yıllarda yaşayacağız. Girdilerin yüksek olmasından dolayı ekim, üretim azalacak bu da fiyatların yükselmesine ve halkın büyük kesiminin alım gücünün çok yukarısında olacaktır. Ziraat deneyerek, tecrübelenerek elde edilen bilgilerin ışığında oluşur. Ekmeyi, dikmeyi, üretmeyi bilmeyen bir nesille yeniden başlamak çok zor olacaktır. Bu gün ziraat ile uğraşan ailelerin çocukları şehirlere, ilçelere göç etmiştir. Ziraat yapmayı bilmiyorlar. Ziraat ile uğraşan insanlarımızın sayısı her geçen gün azalmakta, ülkemizin nüfusu her geçen gün artmaktadır. Yarınlarda bu nüfusu beslemekte büyük güçlükler çekeceğiz. Bu günkü neslin büyük çoğunluyu bırakın üretmeyi sebzelerimizin, meyvelerimizin bitkilerini bile tanımamaktadır.
Isparta’ya günlerce enerji verilememesinin faturasını çıkarmak kadar bu işler o kadar kolay değildir. Vali’yi görevden almakla ”Allah’ım bizi affetsin, Milletim hakkını helal etsin”demekle bu işlerin altından kalkınmaz. Bir belediye başkanının arkasına kamera takılarak ta bu işler yürümüyor. Mesela Isparta’nın belediye başkanı bu süre içinde ne yapmıştır. Balıkçıya mı gitti, köfteciye mi gitti hiç haberimiz olmadı. Hayat pahalılığı faturalar can yakıyor. Bankalar neredeyse elektrik, doğal gaz faturası kredisi verilir diye yeni bir kampanya dönemi başlatacaklar. Faiz sebep, enflasyon sonuç hiç değilmiş. Faizler güya düştü ama ENFLASYON CANAVARLAŞTI. Eski maliye bakanı Berat ALBAYRAK’IN bakanlıktan affını istediğinde ayrılırken söylediği gibi ALLAH SONUMUZU HAYIR ETSİN
