enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5445
EURO
34,9707
ALTIN
2.428,30
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Az Bulutlu
25°C
Bursa
25°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
21°C
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C

KÜLTÜR EMPERYALİZMİ

14.04.2022 11:04
A+
A-

1990 yılında Ukrayna’nın başkenti Kiev’deydim. Kiev çok güzel bir şehir. İnsan yabancı bir şehir görecekse Kiev’i görmeli.
Hem doğası, hem tarihi, hem kültürü ile büyüleyici. Hem Avrupa hem de Rusya izleri taşır.
Şehir mi ormanın içinde yoksa orman mı şehrin içinde ayırmak zordur. İçinden DİNYEPER Nehri geçer ve şehri iki yakaya ayırır.
Kiev Başkenttir. 3 Milyon nüfusun çoğunluğu Slav Ukraynalıdır ve Ukraynaca konuşurlar. Şehir, Vikinglerin ve Hazar Türklerinin tarihsel izlerini de taşır. Şehrin en önemli meydanı Bağımsızlık meydanıdır.
Bol bol kütüphaneleri, tiyatroları, opera-bale salonları, konser salonları mevcuttur. Votkası meşhurdur. İnsanı sevecendir.
Kadınlarının adlarının son harfleri hep a ile biter Lena, Larissa gibi.
Kiev, anılarımın olduğu bir şehir.
Gönlümün yarısıdır. Bu melun savaşta o Kartpostal kadar güzel şehre kıymayın! Kiev’e dokunmayın diye haykırasım gelir.
Ben gittiğimde Sovyetler Birliği dağılıyor, sosyalizm sona eriyor, Lenin’in heykelleri bir bir yıkılıyordu. Çok heyecanlanmıştım; tarihe tanıklık ediyordum. Gözlem ve araştırmalarım ilginçti. Çünkü sosyalizmin izleri hala insanlar üzerinde yaşarken bir yandan da kapitalist değişim Ukrayna ve Kiev’i ele geçiriyordu. O Tarihlerde Ukrayna bağımsızlığını kazandı.
Gelir dağılımı farkının çok az olduğu ülkenin Caddelerine baktığımda sadece üç tip araba görmüştüm. Lada, Moskovich ve volga. Öyle çeşit çeşit lüks otomobiller, cipler yoktu.
Yemekhanede kullanılan çatal, kaşık ve bıçakları görünce şaşırmıştım. Bizim tahta kaşıklardan sonra kullandığımız mat alüminyum kaşıklardandı
İnsanların giydiği giysiler sade, birbirine benzer, neredeyse tek tipti. Bizdeki Sümerbank zamanları aklıma geldi. Ne yalan söyleyeyim, fakir bir ülke izlenimi aldım. Benim hayretlerimin farkına varan Kievli bayan rehberimiz “Siz kapitalistsiniz, sizde lüks tüketim var.” deyince kendi gerçeğimizin farkına vardım. Çeşitli formlarda, parlak, yaldızlı, krom, gümüş, altın kaplamalı çatal-kaşık takımları kullanıyorduk. Caddelerimizi lüks arabalar, cipler dolduruyordu. Moda adı altında çeşit çeşit giysiler üstümüzü süslüyordu
“Bizde lüks yok, ihtiyacımızı karşılayacak şekilde var.” dedi.
Fakat öte yandan yaşadıklarım şaşkınlığımı artırıyordu. Kiev’de çevremde toplanan Kievliler Ayağımdaki kot pantolona, sırtımdaki tişörte ve üzerimdeki deri monta sahip olmak için nerdeyse saldırdılar. Yüksek paralara pazarlığa giriştiler. Zor kurtardım. Neredeyse çıplak kalacaktım. Bu orada kaldığım 20 gün boyunca devam etti
İnsanlar batı dünyasının kültürel ve ideolojik kuşatması altındaydı.
Batının o yanıltıcı ışıltılı dünyası, lüks, şatafat, moda, tüketim çılgınlığı müthiş cezbediyordu onları.
Batının illüzyonuna öyle kaptırmışlardı ki kendilerini Sosyalizmi esaret, batıyı ise özgürlük olarak kabul ediyorlardı.
Daha o zamandan belliydi bu günlere gelecekleri. Ukraynalılar böyle düştüler emperyalizmin, kapitalizmin kucağına.
Batı kendi kültürel değerlerini ve ideolojisini Ukrayna ve diğer Sovyet ülkelerinin halklarına benimsetmişti. Özellikle kitle iletişim araçlarını iyi kullanarak o ülkeleri kendine benzetirken yeni pazarlar ele geçirmekten geri kalmıyordu.
Kültür emperyalizmi bir ulusun ya da toplumun öz değerlerine olan bağlarını zayıflatarak o toplum üzerinde kontrol sağlar. Önce kültürünü sokup kültürel olarak ele geçirip sonrasında arkası gelir.
Ukraynalılar, bitmiş Sosyalizm neyse de, kendi asıllarından, geçmişlerinden, köklerinden, değerlerinden uzaklaştılar. Ve bugünlere geldiler. Tutmaları gereken yol ne Batı ne Rusya, tamamen kendi bağımsızlıkları olmalıydı; bağımsızlıklarını korumaları kıymetini bilip sahip çıkmaları gerekirdi diye düşünüyorum.
Bir millet geleceğini belirlemek için geçmişinden, köklerinden, aslından enerjisini alır. Ama onlar bu değerlere kör ve sağır kalmışlardı.
Acaba Ukrayna ve dahi diğer uluslar bu olanlardan ders çıkarırlar mı?
Ve biz. Bu olanlardan -geç de olsa- kendi adımıza bir ders çıkarabilir miyiz?

Yazarın Diğer Yazıları
09.06.2022 11:41
08.06.2022 12:25
26.07.2022 12:42
01.06.2022 10:15
REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.