Tüm doğa felaketlerinde görüyoruz ki ülkemiz ,yaşadığı tüm felaketleri eğitimli insanlarının görevlerini bilerek kötüye kullanmaları, denetimini yapmamaları sebebiyle çok büyük kayıplar alarak yaşıyorlar. Hırsızlık ,arsızlıktan bahsetmiyorum bile.
Dünyanın biz hariç geri kalanında eğitim almış insan ile almamış insan arasında çok belirgin bir fark var.
Dünyanın biz hariç geri kalanında eğitim almamış insan çok daha kaba , ve insafsız , suça çok daha meyilli olabiliyor. Üç kuruş için gırtlak kesebiliyor yada kendi saçma mantığıyla hareket ederek insanlara yada canlılara zarar verebiliyor.
Eğitim orada önemli bir fark yaratıyor. Eğitim düzeyi yükseldikçe, uygar, olgun, sorumluluk sahibi, verdiği sözü tutan, kişisel bütünlüğü olan bir insan olma yolunda ilerliyor. İstisnalar kesinlikle olabilir ama genellikle böyle.
Ülkemiz böyle değil. Aslında tüm Ortadoğu halklarında iş değişiyor.
Türkiye’ye gelip bakıldığında iki faktör belirginleşiyor. Şehirleşme ve eğitim.
Türkiye’de şehirleşmiş ve eğitim görmüş insanlar korkutucu. Kesinlikle insafsız, kendinden ve kendi yakınlarının çıkarından başka bir şey düşünmüyorlar.
Bu son derece kuvvetli bir duygu . Türkiye’de iyi eğitimli kesim karşısındakinin İliğini sömürme eğiliminde ve hiç acıma duygusu yok.
Sadece eğitimli kesimimiz değil, ülkeyi yöneten siyasi kesim de beyan ve uygulamada çok çelişkili .
En tepedeki yöneticilerimiz , muhalefet kesimini ,çocuklarını yurt dışında okutmakla suçlar ancak kendi çocuklarını yurt dışında okutmakta bir sakınca görmez.
Kendi çocukları askerlik yapmaz. Görünürde bir mesleği olmadan çok yüksek standartlarda yaşar, ve bunun sorgulanmasına da izin vermez. Ve kendi haricindeki tüm aile fertleri de çıkıp ekranlarda önemli laflar eder ,çok liyakatli insanlarmış gibi akıllar verir.
Bunların hepsi normal görülür. Gücü elinde tutanın her söylemi ve eylemi normal görülür.
Ülkemizde şehirleşmemiş, üst seviye akademik eğitim almamış saf köylü ,çiftçi yada işçi insanlarımızın ,o muhteşem insanların insani değerleri ,faziletleri bilinçleri çok daha yüksek.
Günahı sevabı gerçekten bilen, kollayan, göstermelik değil gerçekten dini ahlaki değerlere sahip, geliri ne olursa olsun askerlik yapan, vergisini ödeyen , kurallara uyan, isyan etmeyen ,insani değerlerini hep biriktiren üreten insanlar bizim köylülerimiz.
Anlaşılıyor ki ülkemizde yukarıda bahsettiğim anlamda şehirleşen ve sadece para kazanmaya yönelik eğitim alan insanlar çoktan çoğaldı ve idareyi eline geçirerek gücü eline aldı.
Tekrar toparlanmak için hiç şehir yüzü görmemiş köylülerin, özellikle yaşlı kadınların arasında zaman geçirip, onlardan bilgelikler öğrenmek gerek.
Bu topraklarda birikmiş bir fazilet var. İnsanlık deneyimleri var. Bu insanlık deneyimi doğadan kopmayarak, sürekli toprakla haşır-neşir kalarak bilgelik kazanmış. Kitap bilgisi değil. Farkına varılmış ve hayatının tam da orta yerine oturtulmuş bir bilgelik.
Bunları tekrar hatırlamalıyız.
