İlçemizin en eski kuruluşlarından Orhangazi Gençlerbirliği spor kulübünün genel kurulundaydım. Tek liste halinde gerçekleşen genel kurulda Ertuğrul Gündüz , ekibiyle beraber başkan oldu . Yönetimde başta Salih Turgut Mete gibi değerli büyüklerim ve arkadaşlarım var.
Değineceğim konu başka.
Kongre sonunda bir konuşma yapan sayın Ertuğrul Gündüz, formasını terlettiği kulübün başarısı için görev almanın bir vefa borcu olduğunu gençlerin günümüzde kötü alışkanlıklar edinmemesi için spor kulüplerine büyük görevler düştüğünü çok güzel bir dille açıkladı
Bence konuşmasında yürüttüğü mantık çok değerliydi.
Hayatımız ,sorumluluk almadan ömürlerini geçiren ,kokmaz bulaşmaz insanlarla dolu.
Hiçbir bilgi birikimi olmayan, kendini geliştirmeyi bilmeyen ,öğrenmeyi bilmeyen girişimci ruhuna sahip olmayan, cesareti olmayan ,insanların başarısızlıklarını alay konusu yapan, kendi pasifliklerini perdeleyen , aslında toplumun gelişim bariyerleri olanlarla doluyuz.
Halbuki kendini yetersiz görüp tereddüt içinde beklerken , girişimci insanlar hata yapmaktan korkmadığı için daha üstün hale gelir. Çünkü mesafe kaydeder.
Tabii ki kulüp başkanlığı zor bir iş ben de kıyısından köşesinden yöneticilik yaptım , sayın Gündüz ü cesareti ve dahada önemlisi girişimciliği için kutluyorum.
Biz enteresan bir ülkeyiz.
Düşmanla savaşmak onu perişan etmek, nasıl yapıldığını bildiğimiz, algılamasını kolay bulduğumuz değerlendirebildiğimiz bir konu.
Çünkü bilinen ,bildiğimiz bir olay bunu gerçekleştiren çok fazla insanımız var , ve bu insanların adına okunan ağıtlar, yazılan şiirler , dikilen heykeller var. Söylenen şarkılar türküler marşlar var. Biz cengaver milletiz.
Diğer tarafta, bizde oldu demiyorum, herhangi bir ilçede saçma sapan bir şekilde bir ilçe belediyesinin sürekli borçlandırılıp , halkının sahip olduğu malın mülkün bilinçli bir şekilde el değiştirmesine , birilerinin halkın olması gereken zenginliği gasp etmesine engel olabilmek için bir bilimsel proğram geliştirmek , tarihimizde de hiç aşina olmadığımız , nasıl yapıldığını bilmediğimiz toplumumuzda henüz yaygın olmayan algılama düşünme değerlendirme ve karar verme mekanizmalarının oluşamadığı , yani bilinmeyen bir olay.
Yani o işte herhangi bir ilçede “Yahu ne yaparım da ben bu borcu bitiririm ve bundan sonra da oluşmasını , sürdürülebilir ve ölçülebilir bir mekanik oluşturarak önlerim.” İn çözümünü bulan değerli şahısa hangi ünvanları verebileceğiz, nasıl taltif edeceğiz.
Çok büyük bir çıkmaz.
Gazi olamaz , Kahraman olamaz ,Paşa olamaz şu veya bu şekilde verilecek bir madalyada yok.
Oysaki olmalı değil mi. Yani adı konabilmeli bence.
Ulusal medyada konu olabilen bizde değil tabi de hani duyuyoruz bazı ilçe belediyelerinin borçları konusu, bu borçların oluşum aşaması , gerçekten de bilimsel bir araştırma hatta tez konusu olabilecek bir konu.
Borçların oluşması, faturaların havalarda uçuşması, o faturaların incelenmeden işleme koyulması, ödemelerinin yapılması ve gece evde rahatça yastığa başın konması hatta horlaya horlaya uyunması komple tez konusudur.
Fazla da tiyo vermeyelim Fetöcü akademisyenler hep çalıntı tezler ile ünvanlar kazandı, bu ülkedr nasıl bu kadar bol akademisyen ve üniversite var sanıyorsunuz.
Şimdi bu problemi es kaza biri evreka dedi ve gerçekten de çözdü, ya biz şimdi bu değerli arkadaşa nasıl bir paye vereceğiz?
Düşünün ey o sıkıntılı ilçelerin halkları .Hep beraber bulalım. Yahu Berlin duvarı kalktı , Çin kapitalist oldu, Türkiye erovizyonu kazandı , yani en olmayacak şeyler oldu buda olur , yani olabilir.
Olmazmı la yoksa…
Sevgiler.
