Fenerbahçe Beko’nun son senesini ve önümüzdeki yılını analiz edelim.
Sadece sonuç odaklı bakarsak sarı-lacivertliler için oldukça başarısız bir sezon geride kaldı. EuroLeague’de Final Four’a yine gidilemedi, ligde 8 yıl sonra ilk kez final oynanamadı ve sezon kupasız bitirildi.
Bu sonuç Fenerbahçe ile futbol haricindeki hiç bir branşta yarışamayan ezeli rakipleri mutlu etti.
Bu işin sonuç tarafı ama diğer taraftan Fenerbahçe ,başarılı bir sezon geçirmeye de çok yakındı. Ama iki tane maç topu buna engel oldu.
Sloukas‘ın EuroLeague playoff’unda 3. maçtaki galibiyet getiren şutu ve Clyburn’ün lig playoff’unda 2. maçtaki galibiyet getiren şutu…
Bu iki şut isabetli olmasa Fenerbahçe için bugün EuroLeague’de Final Four oynanmış, ligde de şampiyonluktan bahsediyor olabilirdik.
İki tane girmesi beklenmeyen zor şut, sizin bütün kaderinizi değiştirebilir.
Ancak, Fenerbahçe buna kendi izin verdi. Normal sezonda çok rahat bir şekilde 5. ve hatta 4. olabilecekken kendi hatalarıyla 8. sıraya kadar düştü. Oysa ki 5. sırada bitirseydi sezonu Monaco karşısında serinin favorisiydi. Keza ligde Anadolu Efes serisinde ilk maçı 42 sayı farkla kazandıktan sonra Fenerbahçeli oyuncular devamının çok kolay geleceğini sandı .
Fakat başka bir taraftan da bunlar düzeltilebilecek, öğrenilebilecek hatalar ve Fenerbahçe’nin elinde geleceğe dair ümit veren çok iyi bir çekirdek var.
Nigel Hayes Davis – Dyshawn Pierre ikilisi sezon başında herkes tarafından çok üst üste binen bir ikili olarak görülürken bambaşka bir uyum çıktı ortaya. Öyle ki Avrupa’nın en iyi kanat ikilisi Fenerbahçe’de ve ikisinin de kulüple olan sözleşmeleri uzatıldı.
Üstelik bu ikilinin yanında Marko Guduric, Scottie Wilbekin, Johnathan Motley gibi şampiyon olabilecek bir kadronun parçası olabilecek oyuncular var. Doğru eklemelerle birlikte Fenerbahçe gelecek için çok iddialı olabilir. EuroLeague’in geçmişine bakarsak, başarılı olan takımların hepsinin adım adım ve Fenerbahçe gibi acı çekerek o başarıya ulaştığını görürüz. Burada başarı bir günde gelmiyor. Önemli olan o eşiği yakalamanız ve Fenerbahçe şu anda tam orada.
Bu açıdan bakarsak da Fenerbahçe taraftarının umutsuz olmaması gerekiyor. Evet, başarısız bir sezon geçti ama Sarı-lacivertiler, Zeljko Obradovic sonrasında zirveye ilk kez bu kadar yakın. Şöyle söyleyeyim, Sasa Djordjevic döneminde Fenerbahçe kupa kazanmıştı ama en tepeye çıkmaya yakın değildi. Şimdi ise doğru eklemelerle kendini orada bulabilir.
Peki Fenerbahçe için o doğru eklemeler neler?
Sözleşmesi bitenler / Ayrılanlar: Devin Booker, Kostas Antetokounmpo, Carsen Edwards, Tarik Biberovic, Samet Geyik
Gelenler: –
İddia: Onuralp Bitim, Darius Thompson, Berk Uğurlu
Kadro Dizilimi
PG: Nick Calathes – Scottie Wilbekin – Şehmus Hazer
SG: Tyler Dorsey – Melih Mahmutoğlu
SF: Dyshawn Pierre – Marko Guduric
PF: Nigel Hayes-Davis – Nemanja Bjelica – Metecan Birsen
C: Johnathan Motley – Tonye Jekiri
Bınlara doğru eklemeler gerekiyor özellikle 1 ve 5 numaralara.
Nick Calathes’in transferi zaten yanlıştı. Evet, daralan oyuncu pazarında Calathes de belirli bir kalitesi ve tecrübesi olan bir oyuncu ama söz konusu Final Four ve şampiyonluksa defoları çok fazla.
Onun şut ve set oyunundaki ağırlığı zaten biliniyordu. Bu riske girilmemeliydi.
Normal sezon, çok uzun olması sebebiyle Calathes gibi bir oyuncu düzen oturtmak adına çok değerli olabilir ama takımın as guardı olarak değil. Fener yönetimi onunla boşuna zaman ve para kaybetti.
Yaz döneminde Fenerbahçe yöneticilerinin Calathes’in devam eden kontratını çözmesi gerek.
Avrupa’daki iddialara göre sarı lacivertliler, Baskonia’da çok iyi bir sezon geçiren Darius Thompson’la ilgileniyor. Eğer uyum problemi olmazsa profil olarak Thompson, Fenerbahçe’nin aradığı özellikleri taşıyor.
Sarı-lacivertlilerin Wilbekin’in skorer yönünü daha fazla ortaya çıkartacak, takımı organize edebilecek ve Calathes’in aksine o şutu sokabilecek ya da en azından o şutu atarken tereddüt etmeyecek oyuncuyu bulması lazım. Fenerbahçe’nin geleceği adına en önemli sorun bu.
Nemanja Bjelica gelmemeliydi. NBA de kalınlaştı ve ağırlaştı. Bizden giden ile gelen arasındaki Bjelica hiç bir şekilde aynı oyuncu değil. Sahada olduğu ender anlarda tanınamayacak haldeydi. Trajik bir transfer fiyaskoso daha tıpkı Antetokumpo gibi.
Tyler Dorsey, Carsen Edwards ve Koç İtoudis.
Takım sporlarının bir gerçeği var, her zaman sorunlar olabilir.
Sonuçta bu kadar adamın bir sezonu birbiriyle hiç sorun yaşamadan, kavga etmeden geçirmesi mümkün değil. Şampiyon olan takımdan, küme düşen takıma kadar hepsinde kesinlikle sezon içerisinde tartışmalar, kavgalar, küskünler olmuştur. Tek farkı, kazanırken taraftarlar bunu çok duymaz ya da umursamaz. Kaybedince ise herkes bunu konuşur. Sporun doğası bu.
Sezonun sonu kötü gelince haliyle Fenerbahçe’de de bu konuşulmaya başlandı.
Playoff’ta Fenerbahçe’nin Efes serisinde Calathes ve Guduric’ten bu kadar verim alamazken Tyler Dorsey’i hiç denememiş olması çok eleştirildi. Eleştirilerin hemen arkasından da koç Itoudis ile Dorsey’in arasının iyi olmadığı ve Yunan guardın takımdan ayrılabileceği ortaya çıktı.
Bana sorarsanız Dorsey, Fenerbahçe’nin kaybetmemesi gereken bir oyuncu. Yetenek pazarının ne kadar azaldığı sürekli söylenirken playoff’ta neler yapabileceğini göstermiş bir oyuncuyu bırakmak çok doğru. Gelgelelim bir takımın içerisini en iyi bilen de koçudur ve Itoudis’in böyle bir düşüncesi varsa bunda da mutlaka bir haklılık payı vardır.
Itoudis geçmişte oyuncularıyla sorunlar yaşayabilen bir koç tu. Ancak Fenerbahçe, CSKA Moskova gibi dev bütçeye sahip değil. Dolayısıyla burada yaptığınız hamlelerden daha fazlasını almak zorundasınız. Itoudis bu konuda cepten yiyor. Carsen Edwards gelişim göstermeliydi ama Yunan koç oyuncuların insan değil de makina olduğunu öngören bir yönetim anlayışına sahip. Tıpkı Jorge Jesus gibi.
Ben, Yunan koçun Fenerbahçe’yi EuroLeague şampiyonluğuna götürebileceğine inanıyorum ancak henüz taraftar ona tam da alışamadı. Yani kendini kanıtlayamadı. Unutmamak lazım ki,Fenerbahçe’de Zeljko Obradovic’in ilk sezonu bile eleştirildi. Hatta 2. sezonunun başında Panathinaikos’a karşı gelen ağır yenilginin ardından gitsin bile dendi.
İlk sezonu kupasız kapatmasının ardından Itoudis’in zaten çok da kazanmadığı kredisini böyle oyuncularla tartışarak harcaması gelecekte onun adına problem olabilir. Hele de gelecek seneye de iyi başlanmazsa!
Dolayısıyla Itoudis’in bu konuda kendini geliştirmesi bence önemli. Hatta buna Dorsey’le başlarsa çok iyi olur çünkü mevcut oyuncu pazarında Yunan skorer gibi çok fazla oyuncu yok.
Motley?
Johnathan Motley, Jan Vesely sonrasında uzun rotasyonunun merkezine getirildi. Vesely gibi bir efsanenin ardından haliyle beklentiler yüksekti. İstatistik açısından da Motley bu beklentileri de bir yere kadar karşıladı. Özellikle de hücum katkısı olarak. Onun pota çevresindeki bitiriciliği Fenerbahçe’nin hücum çeşitliğindeki zenginliğini artırdı.
Amerikalı pivotun henüz 28 yaşında olduğunu ve zamanla daha da tecrübeleneceğini düşünürsek Fenerbahçe’nin gelecek adına ona güvenmesi normal.
Fakat bu güvenin ve rolün hangi seviyede olacağı da önemli.
Motley’in hem ligdeki hem de EuroLeague’deki son eleme maçları performansı hiç güven verici değildi.
Henüz ilk yılı ve ilk kez bu seviyede oynuyor. Bu sebeple de belki çok acımasız olmamak da lazım ama Motley maç sonu açıklamalarında kendisinin iyi oynadığını düşünmesi bende şaşkınlık yarattı. Yeterli olmadığını düşünen oyuncu eksikliklerini kapatabilir ama yeterli olduğunu düşünen oyuncu gelişime kapalıdır.
Fenerbahçe’de Motley’in arkasında bu sezon Jekiri, Antetokounmpo ve Samet vardı. Samet ve Antetokounmpo ile yollar ayrılacak. Jekiri’nin ise kontratında opsiyon var. Her ne kadar Nijeryalı uzunu beğensem de eğer Motley ile devam edecekse Amerikalı uzunuyla rekabet edebilecek daha çok yönlü bir uzuna ihtiyacı var. Yahut sarı lacivertlilerin bu yaz serbest kalacak olan Sertaç Şanlı gibi EuroLeague’de de güvenebileceği yerli bir uzun bulması gerekiyor.
Yoksa ana planın Motley olduğu bir Fenerbahçe playoff zamanı geldiğinde çok fazla zorluk yaşayabilir.
Özetle , Fenerbahçe başarısız sonuç aldığı bir sezonu iyi takviyelerle efsane takıma dönüştürebileceği sürecin içinde.
Göreceğiz.
Sevgiler.
