enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2303
EURO
34,7389
ALTIN
2.448,23
BIST
10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Hafif Yağmurlu
14°C
Bursa
14°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
20°C
Pazar Hafif Yağmurlu
17°C
Pazartesi Açık
19°C
Salı Açık
20°C

EVLATLAR

25.12.2022 12:40
A+
A-

Türk milletini yıllardır din istismarıyla aldatmaya programlanmış bir sürü yapı var biliyorsunuz.
Boş beleş ,hiçbir şey üretmeden kah devletin kesesinden kah müritlerini haraca bağlayarak zenginleşen bu tür insanlar kendi şer’i kanunlarına göre diledikleri gibi yaşadılar. Kimse karışmadı.
Fakat yolları açıldıkça ölçüyü kaçırdılar. Yedinci yüzyılda kabile düzenini sağlamak için getirilen kuralları hurafelerle süsleyerek 21. yüzyılda yaşayan insanlara dini vecibe olarak dayatmaya kalkıştılar ve toplumun en eğitimsiz kesimini etkileyebildiler de.
Ancak şu aşamada saçmalıklarıyla sıradan insanları güzel dinimizden, imandan çıkaran bir işlev görmeye başladılar. Gençlerin deizme kaydığı tehlikesini duyuyoruz.
Bir insanın en değerli varlığı evladıdır. Bir ülkenin de en değerli varlıkları gençleridir.
Siz devlet olarak kendi evlatlarınızın değerini bilmezseniz, onların geleceğini, eğitimini, eğitim altındaki tüm ihtiyaçlarını karşılamazsanız bunu dış istihbarat fırsata çevirir ve sizin o üstüne titremeniz gereken değerli gençlerinizi kendilerine köle yapar.
Bunu yaparken de, sonrasında “Kandırıldık” diyen, sizin en tepedeki insanlarınıza “Ey okyanusun ötesindeki hocamız, dön artık bitsin bu hasret” dedirtecek kadar kör eder.
E bizim siyasetçilerimiz zaten teflon tava gibi. Hiçbir şey onlara yapışmaz, sorumlulukları altındaki ülkede farklı yapılanmaların büyümesinin vebali güzel evlatlarımızın uğradığı haksızlıklar ,yaşadıkları kul hakları vicdanlarda da hissedilmez.
Siyasilerin en sevdiği şey olan toplulukların toptan, sorgulamadan kendilerine oy vermeleri özleminin vicdanların, akıl ve mantığın ve en önemlisi sorumluluğun önüne rahatça geçebildiğini gördük geçtiğimiz yarım yüzyılda.
Oysaki bu ülkede halen yürürlükte olan ancak ne yazık ki uygulanmayan bir tekke ve zaviyeler kanunu var.
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu 1925 yılında kabul edildi. Kanunla, tüm cemaatler ve tarikatlar zaten kapalı durumda, ancak resmen dernek veya vakıf olarak kurulmuş ama fiilen tarikatlar ve cemaatler olarak faaliyet gösteren bu yapılar varlıklarını güçlenerek sürdürüyorlar.
Bunun hukuki yanıtını hukukçular çok daha ayrıntılı verebilirler ama dernek veya vakıf adı altında din istismarı yapan, etnik bölücülük faaliyetinde bulunan, Türkiye Cumhuriyeti’ni şu ya da bu şekilde hedef alıp devletin anayasal bütünlüğünü bozmaya yönelik eylem ve işlere karışan dini ya da dini olmayan bütün derneklerin ya da vakıfların, ilgili kanunlar çerçevesinde önce denetlenerek sonra da yasal süreçler işletilerek nihai surette kapatılması anayasal bir zorunluluktur.
Eğitim-öğretim birliği kanununa aykırı olarak eğitim kurumlarının açılması, hangi din ya da inançtan olursa olsun çocuklarımızın Türk kültüründen ve değerlerinden koparılmasını amaçlayan eğitim faaliyetlerinde bulunulması ve bu yapıların Türkçeden başka, kafalarına göre herhangi bir dili “resmi bir eğitim-öğretim dili” olarak ilan edip eğitim-öğretim faaliyeti gerçekleştirmeleri Anayasaya temelden aykırıdır.
İşte bu yüzden söz konusu yapıların kapatılması, siyasi bir tercih ya da lütuf değil, Anayasal bir zorunluluktur.
Devlet ,eğitim öğretim, sağlık ve savunma görevlerini işin içine parayı ,paralı muaf sayılmayı sokmadan kendisi bedelsiz planlamalı ve hayata geçirmeli ve bunu çağın koşullarını kendi koşullarına uygun hale getirerek gerçekleştirmeli.
O günün şartlarında sadece Türkiye koşullarına uygun yapılanan ve muhteşem bir eğitim sistemine sahip Köy Enstitüleri son derece değerli kurumlardı ve Türkiye ye aitti. Özgündü.
Özgün olmak gerekir ,çünkü biz Türkler yeryüzünde sadece kendimize benzeriz. Bugün kendini Türk olarak gören Türk birliği mensubu Macarlar bize Avrupa Birliğinden gelen haksız yorumlarda kalkan olurken Müslüman İran , Azerbaycan Ermenistan savaşında Ermenilere yardım etti. Birinci Dünya savaşında Araplar arkamızdan sağımızdan solumuzdan İngilizlerle Fransızlarla birlik olup bizi yok etmeye çalışırken kurtuluş savaşında, Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Azarbaycan, Kırgızistan ,Türkistan dan gelen maddi ve manevi çok büyük desteği unutmamak gerekir.
Arap gelenekleri din değildir.
Saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları
03.11.2022 13:33
16.07.2022 15:41
30.08.2023 13:32
01.08.2023 13:04
03.09.2023 13:36
REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.