İki aydan fazla zamandır Fethiye’deyim. Seydikemer ile Saklı kent arasında altmışından sonra tüccarlığa soyunduk. Kırk yıllık devlet memurluğundan sonra becerebilecek miyiz bilemiyorum.
Böyle bir planlamayı yaptığım sırada gazete patroniçem’’ hocam yazılar ne olacak diye sormuştu?’Bende ‘’sevgili patroniçem hiç merak etme aksatmamaya çalışacağım ‘’Demiştim ve şimdiye kadar köşe yazılarımı hiç aksatmadan YENİGÜN gazetemize gönderdim. İnşallah bundan sonrada aksatmamaya çalışacağım. İşlerimizin yoğunluğundan dolayı gündemi çok fazla takip etme imkânımız olmuyor. Hele, hele doları takip etmek hiç mümkün değil.
İnsanın yaşadığı yerden etkilenmemesi mümkün değildir. Yeni yerleri, yeni insanları tanımak oldum olası hep ilgimi çekmiştir. İçinde bulunduğun şartlara uymayı hep sevmişimdir. Burada yeni tanıdığımız dostlarımız, arkadaşlarımızla konuşurken onların lehçesine uymamak mümkün değil. Bazı arkadaşlar o kadar hızlı konuşuyorlar ki alt yazı geçmeden anlamak mümkün değil. Ama en çok ŞOORDAN BOORDAN demeleri hoşuma gidiyor. Bende zaman, zaman ŞOORDAN, BOORDAN dediğimde gülüşüyoruz.’’Hoca sende bizden oldun’’ diyorlar.
Tanrı buralara bütün cömertliğini göstermiş. Birçok bölgemize kar yağarken, kısa kollularla zeytin topluyoruz. Topladığımız zeytin bahçesinin içinde dalından mandalina, portakal, limon da toplayabiliyoruz. Yer fıstığını kuzine de pişirmek ayrı bir zevk. Burada bütün işlerimizde elimiz ayağımız olan Mahmut ağa’nın ŞOORDAN, BOORDAN demesi ve sık, sık kullanması bizde de ağız alışkanlığı yaptı.
Size birazda zeytin ile ilgili gördüklerimden bahsedeyim. Burada elek, eleme yok. Tarladan toplandığı şekilde pazarlanıyor. Salamura yapmayı bilmiyorlar. Pek öğrenmeye de niyetleri yok. Zeytinin çilesini çekmiyorlar. Topluyorlar, satıyorlar saat beş en geç altı da para cepte. Kilo başı maliyetleri kesinlikle üç lirayı geçmez. Zeytin üreticiliği ikinci veya üçüncü işleridir. Fiyatlar arasındaki makas çok dar. En iyi zeytin on lira en kötüsü yedi lira arada üç liralık bir makas var. Onun içinde iyi mal üreten değil de iyi mal üretmeyen daha avantajlı.
Size buralardaki bolluktan biraz bahsedeyim. Yağmur yağdıktan sonra sulama kanallarından veya derelerin turuncu renkte aktığını görürsünüz. Portakal, mandalina ve limonların suyun üstünde dans ederek yüzdüğünü görünce pazardaki fiyatları gözünüzün önüne gelir.Çok dağınık bir yerleşim vardır.Gündüz göremediğinizi akşam olduğunda ışıkların yanması ile fark edebilirsiniz.Tavukları bile farklı bir araç gördüklerinde deli,deli koşarken,kaçmaya çalışırken aracın altında kalmamaları bir mucize gibidir.Dağlık bir arazi olduğu için en çok keçi hayvanını görmeniz mümkündür.Adı da mal dır.
Çavuşumuz Murat Bey ve Çavuş ablamız Ayten Hanım sayesinde zeytinlerimizi toplamakta hiç zorlanmadık. Mahmut Ağanın çok akşamlar sofrasına ortak olduk. Çavuş ablamızın ziyafetini anılarımızda biriktireceğiz.
Dedik ya dünya ve ülke gündemini takip etmek imkânı pek bulamıyoruz. Bizde bu yazımızda ŞOORDAN, BOORDAN yazmayı uygun bulduk derken Avşar kızımız yine döktürmüş. Akiller arasında yer alarak terörü bitirme konusunda ulaştığı başarıyı şimdi de ekonomi de göstermek için bizlere ışık olmaya çalışmış. Akiller arasında yer alarak bir basamak yukarı çıkan hatun son model cipiyle bu günleri de simit yiyerek aşmamızı öğütlemiş. Ama bir şeyi es geçmiş simidi SEYYARDAN MI alacağız yoksa SARAYDAN MI?
