Yıllardır orta öğretim ve yüksek öğretim öğrencilerinin en büyük sorunu barınmak olmuştur. Bu günün Türkiye’sinde ailenin ikamet ettiği bir ilin dışında öğrenci orta öğretimini veya yüksek öğrenimini tamamlamak isterse ailenin en büyük problemi haline gelebiliyor.
Öğrenci yurtları ülkemizde devlete bağlı yurtlar(KYK),özel yurtlar, tarikat cemaat ve vakıf yurtları orta öğretimde ise yatılı okullar veya pansiyonlar şeklindedir. Devlet yurtları(KYK) yatılı okullar ve pansiyonlar devlet gözetiminde olduğu için diğer yurtlara nazaran hem daha ekonomik hem de daha denetlenebilir durumdadır. Özel yurtlar ticari amaçla kurulmuş yüksek maliyetli herkesin barınabileceği yurtlar değildir. Daha öncede öğrenci yurtları ile ilgili yazılar yazmıştım. Bu gün ise daha çok tarikat, cemaat, vakıf yurtları ile ilgili düşüncelerimi paylaşacağım,
Tarikat; tarik Arapça bir kelime yol anlamındadır. Tarikat ise yollar anlamına gelir. Allaha ulaştıran yol manasında kullanılmaktadır. Ruhanidir. Dünyevi işlerle uğraşmazlar. Kendilerine ait olan maddi değer içeren para, mal, mülk onlar için yüktür. Selçuklu ve Osmanlı’ya özgün düşünce ve inanç hareketleridir. Felsefeleri ”Bir hırka, bir lokmadır”Büyük çoğunluğu yerli ve milliydiler. Bu tarikat ve cemaatler Osmanlı’nın son zamanlarında yabancı ajan yuvalarına dönüşmüşlerdir. Son yıllarda ise mantar gibi türemişler ve birbirlerinin kuyularını kazmakta ve birbirlerini şeytan olarak isimlendirmişlerdir. Bir tarikat veya cemaat diğer bir tarikat veya cemaat’in camisine veya ibadethanesine gitmemektedir. Gidenleri de hain ve şeytan olarak görmektedir. İşte bu bir birilerini hain veya şeytan olarak gören bu yapılarda milyonlarca gencimiz çaresizlik içinde barınmaktadır. Tarikat ve cemaatler Allah yolunu dünyevi işlere tercih etmiş. Tarikat ve cemaat’ten ziyade bir şirket yapısına bürünmüştür. Her birisi tarikat şeyh’inden ziyade bir genel müdür, bir CEO konumundadır. Bu yapılardan bir tanesinin de kısa bir zaman öncesine kadar açtığı dershaneler, özel okullar, yurtlar, öğrenci evlerinde nasıl insan tipi yetiştirdiklerini hepimiz acı bir tecrübe olarak yaşadık. Devletine ve milletine nasıl düşmanca tavır takındıklarını gördük. Birbirine benzer bu yapıların gençlerimize kurdukları bu tuzaklarını çaresizlik içinde barınma problemi yaşayan öğrencilerimizi kullanmalarına devlet ve millet olarak göz yummamız gerekir. Devlet bu kirli yapıların elinden yurt ve öğrenci evlerini alıp kendi bünyesinde olan kurumlara devretmelidir. Yoksa milyonlarca öğrencimiz, gencimiz dinimizi kendi çıkarları uğruna kullanan bu EMEVİ artıklarının elinde ya DEİST ya ATEİST veya perişan olacaklardır. Dindar nesil yetiştireceğiz diye bir nesli tamamen kaybedebiliriz. Telafisi mümkün olmayan yaralar açılır.
Siz, tarikat ve cemaat altında kümelenmiş yapılar. YESEVİ’DEN, HORRASAN ERENLERİNDEN, MEVLANA’DAN, ŞEYH EDEBALİ’DEN, YUNUS’TAN, HACI BAYRAM’DAN, HACI BEKTAŞİ VELİ’DEN, SAMUNCU BABADAN bir kırıntıcık bile miras kalmadı mı size? Nefsinize küçücük bir nefes değmedi mi?
Bize Kuran’ımız ve sevgili peygamberimizin hayatı ve hadisleri yolumuzu aydınlatmak için yeterlidir. Aklını ilimden, irfandan almamış yapıların çıkarcı yapıların göstereceği yol karanlıktır, uçurumdur.
Tarikat ve cemaatlerin elinde bulundurdukları özel okullar, yurtlar, pansiyonlar ve öğrenci evlerine el konulup devletin himayesi altına alınmasında geleceğimiz, gençliğimiz, çocuklarımız açısından fayda vardır. Çocuklarımızı, gençlerimizi bu karanlık yapıların eline bırakmamak devletin birinci görevidir.
