Huzur hakkı pay dağıtımı değil, hizmet karşılığı alınan bir ücret türüdür. Bu sebeple de vergilendirmeye tabidir. Huzur hakkı ödemeleri genel kurula gerek kalmaksızın yönetim kurulu kararı ile yapılabilir.
Milleti huzursuz eden ancak en az dört, beş maaş alarak huzuruna huzur katan beyler huzurludurlar. Bu beyler en az dört, beş yerden maaş alırken hizmet vermek için acaba zamanlarını nasıl yettirebiliyorlar.
Kar yağarken bizim çirkinleştirdiğimiz tabiatın çirkinliklerini bembeyaz hale getirerek örter tabiatı eşitler. Ancak bu kar yağdığında karın örtemediği bizim çirkinliklerimiz daha çoktu. İnsanların daha çok zahmet çekmesi için bazı kesimler özel gayret sarf ettiler. Sanki bir sokakla veya bir cadde ile ülke eyaletlere bölünmüş benim tarafında yüz mağdur senin tarafımda yüz bir mağdur var yarışı yapıldı. Bunun adına da siyaset rakibi itibarsızlaştırma dediler. Kar çirkinleştirdiğimiz tabiatın ayıplarını örtebiliyor, ama biz insanoğlunun ayıplarını örtemiyor. Bu ayıplı siyasetin insanlarımızı çok huzursuz ettiğinin farkına bile varamıyorlar.
Eskiden evin veya mahallenin büyükleri amcaları küçük çocuklara şeker vererek bir başka amcaya küfür ettirirlerdi. Çocuk küfür ettikten sonra gülüşmeler kahkahalar atılırdı. Küfür edilen amca bu sefer aynı çocuğa iki şeker verirdi az önce küfür ettiren amcaya küfür ettirir yine gülüşmeler kahkahalar atılırdı. Çocuk huzur hakkını alır. Amcalar küfrü yemekle kalırlardı.
İskandinav Ülkelerinde zorda kaldıklarında ”Atatürk gibi düşün ”diye bir söz vardır. Kar İstanbul’u esir aldığında da İstanbul zor da kalmıştı. Milyarlarca dolara yapılan dünyanın en büyük en lüks havalimanı diye yaptığımız hava limanın üzerinde günlerce bırakın uçakların uçmasını kuşlar bile uçamadı. Bu İskandinav atasözünü ispatlarcasına yine ATATÜRK ismine sığınarak uçaklarımız Atatürk Hava Limanına inebilmişlerdir. Biz ne kadar ATATÜRK ismini ortadan silmek için uğraş sakta yine en sıkıştığımız, zorda kaldığımız bir anda imdadımıza yetişecektir.
HUZUR HAKLARI MİLLETİMİZİ NE KADAR HUZURSUZ ediyorsa elektrik, doğalgaz, akaryakıt faturaları da halkımızı o kadar huzursuz etmektedir. Bu faturaların yüksek gelmesi üretilen mallarda fiyatları yükseltecek enflasyonu bırakın önümüzdeki yıllarda düşürmeyi daha da azdıracaktır. Bu da milletimizi daha çok huzursuz edecektir. Gübre, ilaç ve mazottaki fiyat artışları gelecek yıllarda ki sebze, meyve, besin ürünlerinde ki artışları bizim bu ürünlere erişebilmemizi engelleyecektir. Üretenin de, tüketenin de huzursuzluğu artacaktır. Üretici fiyatlarının yüksek olması enflasyonun düşmesine en büyük engeldir. Devlet Vali, Belediye Başkanı, Bakan, bakamayan, Huzur maaşı alan, almayan bütün gereksiz israflara harcanan paraları üreten herkesime aktarmalı üretim maliyetlerini düşürmeli millet yavaş, yavaş HUZURA kavuşmalı.
Bundan önceki”YENİ DUYDUM”başlıklı yazımda SERÇECİK ile ilgili yazdığım cümleler yanlış anlaşılmış olup Sezen Aksu ile ilgili değildir. Her ikisi de kuş türünden oldukları için yazdıklarım KUŞUM AYDIN ile ilgilidir.