Bundan önceki ”DERDİMİZİ KİME ANLATACAĞIZ”başlıklı yazımızda derdimizi anlatmıştık. Şükürler olsun ki derdimizi dinleyen makamlar hala varmış. Bu da bizi mutlu etmiştir.
Sayın Orhangazi Kaymakamımız öğretmen evi ile ilgili derdimizi dinlemiş ve öğretmenler evini tekrar açılacak pozisyona getirmiştir. Kendisine buradan öğretmenler adına teşekkür ederiz. Derdimizi devlet dinlemiştir ve derman olmuştur. Şimdi sırada ilçemize bir Fen Lisesi ve Anadolu Lisesi kazandırmaya gelecektir. Sayın Kaymakamımızın bu konuda da yine fedakâr çalışmaları sayesinde ilçemize bu iki önemli eğitim kurumunu kazandıracaktır.
Öğretmen evi müdürü genç, çalışkan ve cevval bir intiba bıraktı üzerimizde, öğretmen evini daha güzel ve faal bir hale getireceğinden şüphemiz yoktur. Bundan sonraki görev öğretmen arkadaşlarımıza düşmektedir. Öğretmen evine sahip çıkmamız gerekir. Yoksa Karatosun’un ekmeğine yağ sürmüş oluruz.
Özellikle pazartesi günleri Orhangazi’de tam bir çile günüdür. Hafta başı ve ilçemizin pazarının bu güne denk gelmesi tam bir kargaşa gününü yaratmaktadır. Pazartesi sendromunu yaşamanın ne olduğunu bu ilçede yaşayanlardan daha iyi bilen yoktur. Pazar kurulmasından dolayı mahalle statüsünde olan köylerdeki vatandaşlarımızın ilçemize gelmesinden dolayı o gün nüfus daha da kalabalıklaşmaktadır. Pazar yerine çıkan ana cadde ve sokaklarda arabanıza park yeri bulmak çok zordur. Park edilen sokaklardan yaya ve arabaların geçmesi oldukça zordur. O gün pazara yaya olarak gidecekseniz evde bir gün önceden slalom, uzun atlama, yüksek atlama gibi spor dallarında antrenman yapmanız gerekmektedir.
Pazartesi gününe has az bir nüfus yoğunlaşması ile yaşanması zor bir yer olan ilçemizde on yıl, yirmi yıl sonrasının karmaşasını düşünmek bile istemiyorum. Orhangazi’nin bu gününü geleceğini yönetmeğe çalışan yerel yöneticilerimizin planlamalarını ona göre yapmalıdırlar. Günlük siyaset ve günü kurtarmaktan kendilerini kurtarmaları gerekir. Hele, hele yönetmeye çalıştığı ilçenin sorunlarından ziyade yok İstanbul belediyesi, Ankara belediyesi, Bilecik belediyesi gibi günlük basit siyasetler Orhangazi’mize bir fayda getirmez. Önce kendi tenceresinin dibindeki karayı görmeleri gerekir.
Yollarımız, caddelerimiz, sokaklarımız artık ilçemizin trafiğini kaldıramaz durumdadır. Yağışlı bir havada mesai sonu saatlerinde trafik adeta felç oluyor. Bunun için ilçe içi yolların trafiğini azaltmak için çareler düşünülmeli ve planlamalar yapılmalıdır.
Manisa’nın Alaşehir ilçesini kısa bir zaman diliminde olsa da gezmek imkânım oldu. Bizim ilçemiz kadar bir nüfusa sahip olmasına rağmen planlı, düzenli bir ilçede yaşamanın kolaylığını ve rahatlığını ilçede gezerken bile fark etmemeniz mümkün değildir.
Bir okurumun özelden yazıp gönderdiği yakın zamanda başından geçen bir olayı anlattığında çok üzülmüştüm. Bu olayı burada yazmaya ve bizi yönetenlere duyurmaya çalışacağım.”Sayın hocam ben emekliyim. Elektrik faturalarımı şimdiye kadar hep ayın birinde ödüyorum. Ayın birinde ikinci faturamda geliyor. Ben bir ay öncekini ödüyorum. İkinci faturayı da bir dahaki ayın birinde ödüyorum. Şimdiye kadar hiçbir problem çıkmadı. Bu ayın yedisinde elektriğimi kesmeye geldiklerini görüp müdahale etmek istedim. Ben şimdiye kadar hep bu şekilde ödüyorum diye derdimi anlatmaya çalıştım. Kesmeyin borç bulayım hemen yarım saat içinde ödeyeceğim dememe rağmen Elektriğimi kestiler. Zar zor borç bulup elektrik faturamı ödedim”dedi. Isparta’ya beş gün boyunca elektrik veremeyenlere herhangi bir ceza yok ama vatandaşa her türlü ceza ve zulüm var. Ama belki iktidar sahipleri bu vatandaşımıza da bir GAZ LAMBASI gönderirlerdi.