enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2576
EURO
35,1250
ALTIN
2.274,98
BIST
8.806,72
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Yağmurlu
25°C
Bursa
25°C
Yağmurlu
Perşembe Az Bulutlu
23°C
Cuma Az Bulutlu
26°C
Cumartesi Az Bulutlu
25°C
Pazar Parçalı Bulutlu
26°C
CARGILL

115 PUANLIK ÜFE NE SÖYLÜYOR?

10.04.2022 11:17
A+
A-

Önce güncel

TÜİK; 2022 Mart ayında TÜFE’nin 5.46, ÜFE’nin ise 9.9 oranında arttığını açıkladı. TÜİK’e göre yıllık TÜFE artışı 61.14, ÜFE artışı ise 114.97 olmuş.

Peşinen söylemeliyim ki enflasyonla ilgili sohbet ettiğim dost ve akrabalarımın hiçbiri, tüketici fiyat endeksinin %61 olduğuna inanmıyor ve çoğu: “En az %150 hayat pahalılığı var. Baksana mazot kaç para; elektrik, doğalgaz fiyatından haberin var mı? Çarşıya pazara çıkıp domates, lahana aldın mı?” diyor.

Şahsen ben de böyle düşünüyorum; böyle düşünüyorum çünkü her vatandaş gibi fırtına piyasalarının göbeğinde yaşıyorum.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Değerli okuyucular! Yavrularım yuvamdan uçtuğu için bir Köroğlu bir Ayvaz yaşayan emekli memur olarak itiraf etmeliyim ki üç ay öncesine kadar ÜFE oranlarına hiç dikkat etmezdim, fakat ocak ve temmuz aylarında maaşına zam gözleyen bir tüketici olarak TÜFE oranlarının sıkı takipçisiydim. 2021’in son aylarında ortaya çıkan ve giderek artan piyasa fırtınalarını takip ede ede birçok ekonomi terimi öğrendim. Mesela “politika faizi”, mesela “faiz sebep, enflasyon sonuç” teorisi…

Gelelim sadede… TÜİK’in açıkladığı yıllık ÜFE ve TÜFE oranlarındaki acayip fark beni şaşırttı. Kendi kendime “Acaba geçmiş yıllarda da böyle geniş makas aralıkları var mıydı?” diye düşündüm ve Bilge Gogıl’a sordum. Evet, varmış; ÜFE ile TÜFE arasında geçmiş yıllarda da fark varmış; ama bu fark önemsiz denecek kadar azmış. Mesela 2008’de ÜFE 8.11 iken TÜFE 10.06 imiş; 2016’da ÜFE 9.94, TÜFE ise 8.53’müş.

Aslına bakarsanız ÜFE / TÜFE uçurumu, 2022 başında dikkatimi çekmişti. Hatırlayacaksınız; ocak ayının ilk haftasında TÜİK, TÜFE’yi yıllık 36.08, ÜFE’yi ise iki katından fazla 79.89 olarak açıklamıştı. Ben şahsen her geçen ay bu makasın daralacağını zannediyordum. Yanılmışım dostlar, üç aylık zaman diliminden sonra gördük ki aradaki uçurum daha da derinleşmiş.

Peki bu uçurum, daha doğrusu ÜFE’nin bu müthiş yükselişi bize neyi işaret ediyor? 115 puanlık ÜFE ne söylüyor?

Bu soruya cevap bulmak için düncele gitmek şart sanırım.

Şimdi de düncel

Orhangazi / İznik havzasında “kasım” ayı, zeytin hasat mevsiminin başlangıcıdır. Köy ve kasabalarda, özellikle çiftçi ailelerinde mutlu bir telaş, umutlu bir hareketlenme başlar; çiftçilerin asla yılmadığı bu çileli hasat, aralık ve hatta ocak ayında da devam eder.

Köyümde ata dede mirası 50 / 60 ağaç zeytinim var. Kararıp olgunlaşan zeytin tanelerinin doğal çağrısına uyup bir yıllık emeğimin ve masrafımın ödülünü almak üzere 6 Kasım 2021’de eşimle birlikte yola çıktım. Ucuzcu marketlerden kilosu beş liradan şeker, bir koli yumurta vs. aldım; indirimli satış yapan akaryakıt istasyonlarından birinde emektar Combo’mun deposunu, litresi 7.35 liradan aldığım mazotla doldurdum.

Biz, kırk iki yıllık karı koca “soğuk” diyerek tarlaya geç gitsek de, “yorulduk” diye eve erken dönsek de yaşımız gücümüz oranında üç hafta içinde zeytinleri topladık; yağhanede kendimize yetecek kadar yağ çıkardık, kaplık zeytinleri pet şişelere koyup tuzladık, zeytin bakımı borçlarımızı ödemek için 300 dane zeytini kilosu 9,5’tan, on kasa yağlık zeytini 7 liradan sattık.

Hay satmaz olaydık!.. Politika faizinin düşürülmesi sonucu dövizde ani yükselişler oldu, mazot 11 lirayı, gördü, Marmara Birlik zeytin alım fiyatlarında kilo başına bir lira zam yaptı; serbest piyasada yağlık zeytin 10 liraya yükseldi.

Üretici olarak kâr ettim mi?

Eh işte!… Benim hesabıma göre bir kilo zeytinin bana maliyeti 12 lira.

Neyse, iş işten geçti; kâr veya zarar mahsulümüzü topladık. Bu ağaçları dikip yetiştiren atalarımdan Allah razı olsun; onlar sayesinde yağsız zeytinsiz kalmıyorum. Fakat burada bir soru sormak lazım. Bu yıl bir kilo zeytin üreticiye kaça mal olacak? Yağlık olsun kaplık olsun; 2022 Kasım’ında zeytini kaça satacağız?

Benim tecrübeme göre mazot beş ay içinde 7.35’ten 22’ye çıkmış, beş liralık toz şeker üç kat zamlanmış, gübre ve zirai ilaç fiyatları yüzde 250 / 300 oranında artmış. Zeytin üreticileri 2022 Ocak başından beri bu fiyatlarla zeytin bakımı masraflarına başladı. İşte ÜFE burada devreye giriyor. Öyle görünüyor ki üretici bir kilo zeytini en az 25 lira masrafla elde edecek. Bu da demektir ki zeytin 50 / 60 liradan tüketiciye ulaşacak.

Tekrar Güncel

Değerli okuyucular, bu hafta gazetedeki köşemde çok farklı bir konuya değinecektim fakat bu makaleyi yazdım. Sebebini şöyle özetleyeyim.

Çarşıda nice zamandır görmediğim bir arkadaşıma rastladım. Yanında bize göre genç, kırk yaşlarında biri vardı. “Nasılsın, iyiyim” girizgâhından sonra sohbet konusu güncele, yani hayat pahalılığına geldi. Doğal gazla ilgili olarak yeni duyduğum bir haberi naklettim.

“Doğal gazda konutlara yüzde 35, sanayide yüzde elli zam yapılmış. Konutlardaki yıllık doğal gaz artışı yüzde 92, sanayide ise yüzde 550 imiş,” dedim.

Arkadaşımın yanındaki gülümseyerek: “İyi işte, hükümet bizi koruyor, yüksek zamları patronların omzuna yıkıyor,” deyiverdi.

Bir hamle ilerisini dahi hesap edemeyen bu düz ve sığ mantığa ne cevap verebilirdim ki? Olgunluk yaşına gelmesine rağmen zamların yeni zamlara sebep olacağını idrak edemeyen bu adamcağıza ne desen, ne anlatsan boştu.

İşte ÜFE burada devreye giriyor. Sanayici maliyet hesabı yapamıyor mu?  Ürettiği bir kilo çivi veya bisküvinin kaça mal olduğunu, mamulünü kaça satması gerektiğini düşünemiyor mu? Elbette ki düşünüyor ve o da doğal olarak kendi malına zam yapıyor veya yapacak.

Yaklaşık bir ay önce tv ekranlarında Antalyalı genç bir çiftçinin feryadını işitmiştim:

“Bir yıl önce 20 bin liraya mal ettiğim sera için bu yıl 60 bin lira harcadım; bu işin içinden nasıl çıkacağız?” diyordu.

Sera ürünü domates, salatalık gibi sebzelerin 20 – 30 liradan satılma sebebi bu işte!

Son söz

Bence 115 puanlık ÜFE bize şunu söylüyor:

“ÜFE ile TÜFE eşitlenmedikçe zam yağmuru durmaz kardeşim, dolayısıyla hayat pahalılığı devam eder.”

 

Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.